Bu çalışmada öncelikle modern bir yöntem olarak koruyucu aile sisteminden önce yaygın olarak varlığını sürdüren geleneksel besleme-evlatlık pratiklerinin gelişim ve değişimine bakılmaktadır. 1950’li yıllarda sosyal hizmetlere ilişkin yasal düzenlemeler ve kurumsal gelişmeler ile birlikte korunmaya muhtaç çocuklar alanı da devletin koruyucu şemsiyesi altına girmiştir. Bu yıllarda beslemelik sistemine ilişkin tartışmalar ve bir modern kölelik sistemi olan bu pratiğin yasaklanmasına ilişkin yasal düzenlemelere rastlanmaktadır. Bu çerçevede ilk koruyucu aile çalışmaları da 1960’lı yıllarında başında başladı. 1990’lı yıllara kadar bu çalışmalarda önemli bir gelişme kaydedilmediği görülmektedir. Özellikle SHÇEK (Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu) ve ardından ASPB (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı) kurulması ile birlikte koruyucu ailede bakılan çocuk sayısında görece artışlar olduğu görülmektedir. Ancak özellikle Batı dünyası ile karşılaştırıldığında korunmaya muhtaç çocuklar içinde koruyucu ailede olan çocukların oranın çok düşük olduğu görülmektedir. Son bölümde de bu durumu açıklamaya dair değerlendirmelere yer verilmiştir.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/uskudarsbd/issue/38455/445876